9 Ocak 2008 Çarşamba

İNCİLERİN TARİHİ

Binlerce yıl önce, yazılı tarihten uzun zaman evvel, ilk insan ilk inciyi muhtemelen deniz kıyısında yiyecek araken keşfetmiştir.

Tarih boyunca inci, sıcak iç parıltısı titrek yanar dönerliği ile, en çok değer verilen ve aranan değerli taşlardan biri olmuştur. Birçok kültürün dininde mitolojisinde en eski zamanlardan beri inciye sayısız atıf bulunabilir.

Eski Mısırlılar inciler kendileriyle birlikte gömecek kadar değer vermiştir. Markus Antonius’tan bir bahis kazanıp bütün bir ülkenin varlığını bir öğünde yutabilmek için, Kleopatra’nın tek bir inciyi bir kadeh şarap içerisinde eritip içtiği rivayet edilir.

Eski Roma’da inciler, varlık ve sosyal statünün en üstün simgesi olarak kabul edilmiştir. Grekler inciye hem rakipsiz güzelliği hem de aşk ve evlilik ile ilişkisi dolayısıyla çok değer vermiştir.

Asil sınıftan güzel genç kızların zarif inci kolyeler taktığı Karanlık Çağlar boyunca kahraman şövalyeler incileri genellikle savaş alanlarına taşımışlardır. Parlak değerli taşların sahip olduğu sihrin kendilerini zarar görmekten koruyacağına inanmışlardır.

Rönesans, Avrupa kraliyet saraylarının inciler içerisinde yüzdüğüne tanıklık etmiştir. İncilere çok değer verildiğinden dolayı, çok sayıda Avrupa ülkesi asil sınıf dışındakilerin inci takmasını yasaklayan kanunlar çıkarmıştır.Avrupa’nın Yeni Dünya’ya yayılışı sırasında, Orta Amerika sularında inci bulunması, Avrupa’nın servetine servet katmıştır. Ne yazık ki denizde yetişen değerli taşlara yönelik açgözlülük ve zaaf, 17 yüzyılda bütün Amerikan inci istiridyesi popülasyonunun tükenmesine yol açmıştır.

1900’lerin başında doğal incilere yalnızca zengin ve ünlüler ulaşabilmiştir.1916 yılında, ünlü Fransız kuyumcu Jacques Cartier, değerli gayrımenkul karşılığında iki inci kolye vererek New York’un ünlü Beşinci Caddesi’ndeki mağazasını almıştır.

Bugün inci yetiştiriciliğinin ilerlemesi ile, inciler herkes tarafından alınabilmekte ve bulunablimektedir. Kültür incileri doğal incilerle aynı özellikleri paylaşmakta olup canlı istiridyeler tarafından yetiştirilmektedir. Tek fark insan tarafından gerçekleştirilen az miktardaki teşviktir.

Eski çağlardan beri, inci kusursuz güzelliğin simgesi olmuştur. Bilinen en eski cevher olup yüzyıllar boyunca en değerli taş olarak kabul edilmiştir. M.Ö. 520 yılında ölen bir Pers prensesinin lahdinde bulunan, bilinen en eski mücevher parçası Paris’teki Louvre Müzesi’nde sergilenmektedir. Eski insanlar için inci ayın simgesiydi ve sihirli güçlere sahipti. Klasik Roma’da yalnızca belirli rütbeye sahip insanların inci mücevher takmasına izin verilirdi. Edebi olarak inci kelimesinin Latince karşılığı “eşsiz” demektir ve bu, iki incinin birbirine benzemediğinin kanıtıdır.

İnciler saflığı ve masumiyeti simgelemeleri nedeniyle ideal düğün hediyesi olarak kabul edilmiştir. Hindu dininde, delinmiş incinin hediye edilmesi ve delinmesi evlilik törenin bir parçasını oluşturmuştur.

Romantik dillerde (İspanyolca, Fransızca, İtalyaca) margarita inci demektir. İnci kelimesi İngilizce dilinde 14. yüzyılda görülmüştür. Onüçüncü ve ondördüncü yüzyıllarda inciler, Avrupa’da şahsi süs olarak çok moda olmuştur. Hem erkek hem de kadın giysileri incilerle işlenmiştir.
Amerika kıtalarında hem İnkalar hem de Aztekler, güzellikleri ve sihirli güçleri dolayısıyla incilere değer vermişlerdir

Hiç yorum yok: