17 Aralık 2007 Pazartesi

pırlanta altın inci hakkında genel bilgiler

PIRLANTA REHBERİ

PIRLANTA SATIN ALIRKEN

Bir Pırlantanın fiyatı doğrudan 4C ile belirlenir (4C: Pırlantayı dünyada az bulunurluğu açısından sınıflandırmada kullanılan 4 ayırt edici özellik)

Kesim

Renk

Berraklık

Karat Ağırlığı

Pırlantanın farklı 4C özelliği, taşın az bulunurluk /nadirlik derecesini, dolayısıyla da fiyatını büyük oranda etkiler. 4C’yi ele alırken unutulmaması gereken iki nokta vardır:

  1. Her “C”, taşa kattıkları güzellik açısından eş değerdedir. Pırlantanın parlaklık, ışıltı ve güzelliği bu 4 faktörün tümüne birden bağlıdır. Tek başına bir C faktörü, taşın güzelliğini diğer faktörlerden daha fazla etkileyemez.
  2. 4C’den her biri, zaman içinde değerinden hiçbir şey kaybetmez (bir kaza sonucu hasar görmedikçe).

Ne Kadar Harcamak Gerek?

Kafanızda bir fiyat belirlemişseniz istediğiniz gibi bir Pırlanta bulmanız daha kolay olur. Parası sorun değilse, o halde Pırlantanın asıl önemsediğiniz niteliklerine odaklamanızı tavsiye ederiz. Unutmayın ki, Pırlanta seçimi büyük ölçüde kişisel tercihlerinize bağlıdır. Örneğin, sizin için önemli olan taşın kesimiyse, muhtemelen kesimi kusursuz bir taş almak uğruna, taşın renk ve karat ağırlığını göz ardı etmeye hazırsınız demektir.

Bir nişan yüzüğü arıyorsanız, genel teamüle uyarak iki aylık maaşınızı harcamayı göze almış olabilirsiniz. Bir nişan yüzüğü seçim konusunda daha fazla tavsiye ve fikir için rehberliğimizden yararlanmanızı öneririz.

Son olarak belirtmek isteriz ki, kusursuz bir Pırlanta arayışınızda size yardımcı olmaktan mutluluk duyarız. Uzmanlarımızın tavsiye ve fikirlerine ihtiyaç duyduğunuz her an bizimle temas kurmaktan lütfen çekinmeyin. Keşif-Kazı Mühendislik-İnşa-Madencilik ve İşleme-Arıtma-Geri Kazanma
Keşif: Kaşifler binlerce yıldır altın aramaktadırlar.Altın ilk kez nehir ve dere yataklarında bulunmuştur.1848’de California’daki büyük altına hücum hareketinden hafızalarda kalan,gözü pek altın arayıcılarının zaman zaman bellerine kadar suyun içindeki araştırmalarıdır.Bugün bile bazı altın arayıcıları hala uzak bölgelerde çabalamaktadır.Altın hala bu yöntemle bulunabilir.Nehir yataklarındaki altına alüvyon altın denir.Fakat yıllar geçtikçe, çoğu altın yüzeye daha yakın yerlerde bulunmuştur. Bugün dünyanın büyüyen ihtiyaçlarını karşılamak için altın madencilikte çıkarılmak zorundadır. Altın kayaların damarlarında, bazen de yerin binlerce feet altında bulunmaktadır.Orada olduğunu nasıl bileceğiz ? Madenin nerede olduğunu nasıl bileceğiz? Bugün altın keşfi geçmiştekinden daha farklı.Bu işlem en son teknolojiyi gerektirir. Bazen uzay istasyonlarında alınan dünyanın kızıl ötesi fotoğraflarıyla işe başlanır. Amerikan Jeolojik Araştırma,altın bulunabileceği muhtemel dünya yüzeyindeki farklı bölgeleri araştıran uzman jeologlar için bu tip haritaları çıkarmıştır.Bu bölgelerin yakın çekim hava fotoğrafları alınır ve dikkatlice analiz edilir.Neticede,kazı ekipmanları en vaat veren bölgeye gönderilir.
Kazı ve Mühendislik: Delme işlemi için kullanılan aletler kayada altın olup olmadığını,hangi derinlikte olduğunu,kalitesini ve sınıfını öğrenebilmek için kayadan örnekler alırlar.Örnekler, laboratuarda kimyasal analize tabi tutulurlar.Kazma işlemi, tabakanın büyüklüğünü,derinlik ve kalitesini belirlemeye yardımcı olmak için bölgenin birçok yerinde tekrarlanır.Bu yolla bölgenin haritası çıkarıldıktan sonra, maden mühendisleri, altın madeninin değerinin, onu çıkarma ve işletmek için gerekli maliyetten fazla olup olmadığını araştırırlar.Daha sonra bu bölge için en iyi maden türünün nasıl olacağına karar verirler.Altın tabakasının derinlik ,çevresindeki arazi,ulaşma ve çıkarma esnasındaki potansiyel zorluklar,suyun mevcudiyeti,bina ve yolların nereye konacağı ve son yıllarda büyük önem taşıyan doğal hayat ve çevreye etkisi gibi birçok konuyu hesaba katmak durumundadır.Maden mühendisleri,araştırmacılar,çevrebilimciler ve devlet görevlileriyle yakın temas halinde çalışırlar. Eğer altın tabakası, yüzeyden çok derinde değilse mühendisler genellikle açık bir maden ocağı tasarlar.Tabaka daha derinse, bir yeraltı madeni oluşturabilirler.Altının bulunması ve çıkarılması arasındaki süre 5 yıl kadar olabilir. Bu planlama ve işleme aşaması, ilk ons altın çıkarılmadan önce,yüz milyonlarca dolar gerektirebilecek kadar pahalı bir iştir.
Madencilik ve İşleme
1- Maden ocağı tasarlandıktan ve inşa edildikten sonra, patlama oluşturmak için delikler açılır ve cevherden alınan örnekler metalürjik karakterlerini ve sınıflarını belirlemek için incelenir. Kırılan kaya,verimlilik tiplerine göre işaretlenir.
2- Metalürjik bileşimine dayanılarak, raportör,kamyon operatörlerine ,maden cevherini doğru işleme bölgesine taşıması için emir verir.
A) Düşük kalite cevher, kabaca iri parçalar halinde kırılır.Bu parçalar dikkatli bir şekilde sıralanır.Sonra yığının üst yüzeyinden inceltilmiş siyanür solüsyonu dökülür.Solüsyon yığının içine süzülür ve siyanür altını eritir.İçinde erimiş altın bulunan solüsyon daha sonra toplanır.
B) Yüksek kalitede cevher, toz haline getirildiği ezici bir makineye taşınır. Metalürjik özelliklerine dayanılarak, cevher 3 geri kazanma evresinden biri ile işlenir.
1-Okside olmuş cevher,siyanür vasıtasıyla eritilir.
2-Karbon içeren kırılmış cevher, içindeki kükürt ve karbonun yanması için, 1000 fahrenheit ‘ten fazla bir ısıya tabi tutulur.
3-Karbon içermeyen kırılmış cevher,oksitlenir. Bu yolla altın kükürt minerallerinden arındırılmış olur.
4- İşlenmiş, yüksek kalite cevher, siyanürle işleme tabi tutulur. Daha sonra altın bu solüsyondan absorbe edilir. Geri kalan siyanür, yeniden kullanılır hale getirilir.
5- Karbon yüklü altın, bir kaba konur.Burada altın kimyasal olarak karbondan sıyrılır.Arta kalan karbon da tekrar kullanılmak üzere geri kazanılır.
6- Altın, elektrolize edilerek yada kimyasal yer değiştirme vasıtasıyla solüsyondan ayrıştırılır.
7- Saf olmayan altın, %90’a varan altın içeren kalıplar halinde eritilir.Kalıplar daha sonra, 0,999.9 saf haline dönüşeceği dış rafineriye gönderilir.
Arıtma: Arıtma, altını diğer metallerden ayırma ve temizleme işidir.Rafineriye giden altın ya geri kazanılacak bir hurda yada cevherden külçe haline gelecek değişim işlemin son sahnesindedir.Son arıtma işlemi normalde 2 adımdan oluşur;
İlk önce ham altın eritilir.Eriyen metalin içinde klor, kabarcıklar halinde yükselir.Altının içindeki diğer metaller chloride dönüşür ve yüzeye çıkarlar.Bu işten %99.5 oranında saf altın üretilir.Altın, daha sonra pozitif elektrot içine dökülür.Pozitif elektrotlar, bir elektrolitik hücreye yerleştirilir.Akımın geçmesiyle %99.99 oranında saf altın negatif elektrotta toplanır.Çoğu altın ürünleri ve alaşımları için, başlangıç materyalleri olarak %99.99 oranında altın gereklidir.
Geri Kazanma: Her madenin belli bir ömrü vardır.Birkaç yıldan sonra mevcut altının büyük bir kısmı çıkarıldığında o maden tükenmiş sayılır. Eski zamanlarda, tükenmiş madenler öylece terk edilirlerdi.Ancak bugün durum değişmiştir.Sıkı çevresel ve madencilik standartları, üzerinde maden çıkarılan bölgenin yeniden verimli hale getirilmesi yada kendi doğal konumuna mümkün olduğunca uygun restore edilmesini öngörür. Geri kazanma için detaylı planlar daha maden kurma izni alma aşamasında devlet yetkililerine bildirir.Gelişimler çevre bilimciler ve mühendisler tarafından sürekli izlenir. Madenin çalıştırıldığı süre boyunca da doğal yaşamını ve özellikle soyu tükenmekte olan türleri korumak üzere sıkı ölçümler yapılır.Islak olanlar ve diğer doğal kaynaklar tamamen korum altına alınır ve madencilik çalışmasının bitmesinden az önce geri kazanma ile ilgili çalışmalarda başlar. Toprağın düzeltilmesi, bitki ve ağaçların dikilmesi.... gibi.
Araziyi yeniden kazanma, günümüz madenciliğinin, o kadar önemli bir parçası haline gelmiştir ki, işlem bittiğinde o arazi üzerinde bir maden bulunduğunun anlaşılması neredeyse imkansızdır.Hatta bazı araziler bu işlemden sonra eskisinden çok daha güzel görünmektedir.Geri kazanma, altın madenciliğinin en son aşamasıdır
İncilerin tarihi
Ünlü İnciler
İnci İle İlgili Bilgiler
İnci Suları
Klasik Ancak Moda
İnci Rehberi
Bir kültür incisi nedir?
Bazı kültür incileri’ni diğerlerinden daha pahalı yapan nedir?
İnciler nasıl şekillendirilir ve çeşitli tipleri
Doğal ve kültür incileri arasındaki fark nedir?
İnci mücevherleri nasıl temizleyip saklayabilirim?
Bir İncinin değeri nasıl belirlenir?
İnciler nerede bulunur?
İNCİLERİN TARİHİ
Binlerce yıl önce, yazılı tarihten uzun zaman evvel, ilk insan ilk inciyi muhtemelen deniz kıyısında yiyecek araken keşfetmiştir.
Tarih boyunca inci, sıcak iç parıltısı titrek yanar dönerliği ile, en çok değer verilen ve aranan değerli taşlardan biri olmuştur. Birçok kültürün dininde mitolojisinde en eski zamanlardan beri inciye sayısız atıf bulunabilir.
Eski Mısırlılar inciler kendileriyle birlikte gömecek kadar değer vermiştir. Markus Antonius’tan bir bahis kazanıp bütün bir ülkenin varlığını bir öğünde yutabilmek için, Kleopatra’nın tek bir inciyi bir kadeh şarap içerisinde eritip içtiği rivayet edilir.
Eski Roma’da inciler, varlık ve sosyal statünün en üstün simgesi olarak kabul edilmiştir. Grekler inciye hem rakipsiz güzelliği hem de aşk ve evlilik ile ilişkisi dolayısıyla çok değer vermiştir.
Asil sınıftan güzel genç kızların zarif inci kolyeler taktığı Karanlık Çağlar boyunca kahraman şövalyeler incileri genellikle savaş alanlarına taşımışlardır. Parlak değerli taşların sahip olduğu sihrin kendilerini zarar görmekten koruyacağına inanmışlardır.
Rönesans, Avrupa kraliyet saraylarının inciler içerisinde yüzdüğüne tanıklık etmiştir. İncilere çok değer verildiğinden dolayı, çok sayıda Avrupa ülkesi asil sınıf dışındakilerin inci takmasını yasaklayan kanunlar çıkarmıştır.Avrupa’nın Yeni Dünya’ya yayılışı sırasında, Orta Amerika sularında inci bulunması, Avrupa’nın servetine servet katmıştır. Ne yazık ki denizde yetişen değerli taşlara yönelik açgözlülük ve zaaf, 17 yüzyılda bütün Amerikan inci istiridyesi popülasyonunun tükenmesine yol açmıştır.
1900’lerin başında doğal incilere yalnızca zengin ve ünlüler ulaşabilmiştir.1916 yılında, ünlü Fransız kuyumcu Jacques Cartier, değerli gayrımenkul karşılığında iki inci kolye vererek New York’un ünlü Beşinci Caddesi’ndeki mağazasını almıştır.
Bugün inci yetiştiriciliğinin ilerlemesi ile, inciler herkes tarafından alınabilmekte ve bulunablimektedir. Kültür incileri doğal incilerle aynı özellikleri paylaşmakta olup canlı istiridyeler tarafından yetiştirilmektedir. Tek fark insan tarafından gerçekleştirilen az miktardaki teşviktir.
Eski çağlardan beri, inci kusursuz güzelliğin simgesi olmuştur. Bilinen en eski cevher olup yüzyıllar boyunca en değerli taş olarak kabul edilmiştir. M.Ö. 520 yılında ölen bir Pers prensesinin lahdinde bulunan, bilinen en eski mücevher parçası Paris’teki Louvre Müzesi’nde sergilenmektedir. Eski insanlar için inci ayın simgesiydi ve sihirli güçlere sahipti. Klasik Roma’da yalnızca belirli rütbeye sahip insanların inci mücevher takmasına izin verilirdi. Edebi olarak inci kelimesinin Latince karşılığı “eşsiz” demektir ve bu, iki incinin birbirine benzemediğinin kanıtıdır.
İnciler saflığı ve masumiyeti simgelemeleri nedeniyle ideal düğün hediyesi olarak kabul edilmiştir. Hindu dininde, delinmiş incinin hediye edilmesi ve delinmesi evlilik törenin bir parçasını oluşturmuştur.
Romantik dillerde (İspanyolca, Fransızca, İtalyaca) margarita inci demektir. İnci kelimesi İngilizce dilinde 14. yüzyılda görülmüştür. Onüçüncü ve ondördüncü yüzyıllarda inciler, Avrupa’da şahsi süs olarak çok moda olmuştur. Hem erkek hem de kadın giysileri incilerle işlenmiştir. Amerika kıtalarında hem İnkalar hem de Aztekler, güzellikleri ve sihirli güçleri dolayısıyla incilere değer vermişlerdir.

16 Aralık 2007 Pazar

pırlanta şıklık demek

pırlanta takmak bir ayrıcalıktır